Akseki Belediye Başkanı İlkay Akça’dan yapılması planlanan boksit madeni açıklaması: “Bir önlem almazsak giden geri gelmeyecek”

Apaçık Radyo’nun Ekolojik Politik programında, Akseki Belediye Başkanı İlkay Akça ve ekoloji aktivisti Özgür Atasayar’ın katılımıyla Akseki’de açılması planlanan boksit madeni projesi ele alındı.

Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Değirmenlik Mahallesi’nde 2005 yılında özelleştirme sonucu Mehmet Cengiz’in satın aldığı Eti Alüminyum A.Ş’ye ait Boksit Ocağı Kapasite Artışı ile ilgili hazırlanan proje için 10 Eylül 2024’te saat 12.00’de Halkın Katılım Toplantısı yapılmıştı.

Proje kapsamında 34107 numaralı 792,99 hektarlık İşletme Ruhsatlı1 sahada, mevcut izinli 0,2633 hektar çalışma alanının 447,53 hektara çıkarılması planlanmakta.

Proje için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Başvuru Raporuna göre daha öncesinde firma:

1. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün 05.12.2023 tarih ve 10110300 sayılı Oluru ile temdit orman izni

2-Antalya Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nden alınan ÇED Yönetmeliği’nin geçici üçüncü maddesine göre ÇED Yönetmeliği’ne tabi olmadığına dair 06.04.2009 tarih ve 2434 sayılı yazının mevcut olduğu ifade edildi.

Projeyle beraber planlanan sahada 12 ay, ayda 30 gün ve günde 16 saat 2 vardiya usulü çalışma planlanmakta ve işletme ömrü 12 yıl olarak öngörülmüştür.

Proje işletme süresince yılda 1 milyon ton (333milyon333,3 metre küp) olmak üzere toplamda 12 milyon ton tüvenan cevher üretilmesi planlandığı açıklanmıştı.

Apaçık Radyo’nun Ekolojik Politik programında, bugün (16 Ocak) Akseki Belediye Başkanı İlkay Akça ve ekoloji aktivisti Özgür Atasayar’ın katılımıyla yapılması planlanan projeyle alakalı ve bölgede yaşayan yurttaşların tepkileri değerlendirildi.

“ŞUBAT AYI MECLİSİMİZİ DE DEĞİRMENLİK MAHALLESİ’NDE YAPACAĞIZ”

Konuya ilişkin geçen hafta Perşembe günü mahallede toplantı yaptıklarını ifade eden Akseki Belediye Başkanı İlkay Akça:

“Milletvekilimiz Mustafa Erdem de geldi. Meclis üyelerimizle ve mahalledeki hemşehrilerimizle beraber tekrar bir değerlendirmemizi de yaptık. Mahalleli kesinlikle bu maden ocağına, bu işletmeye kesinlikle karşı. Aynı zamanda Değirmenlik Mahallesi’nin de derneği var. Aynı zamanda bir de kooperatifi var. Değirmenlik Mahallesi dernek başkanı da İstanbul’da bu aralar. Onlar da karşılar ve topyekün bir seferberlik var bu konuda. Meclis toplantısı yaptık geçen pazartesi günü. Orada da konuşmamda, tabii diğer parti gruptaki meclis üyesi arkadaşlarımız da vardı. Bu işin siyaseti yok dedim herkese. Biz burada hep birlikte, birlik beraberlik içinde olursak bu işin üstesinden geliriz diye konuştuk. Şubat ayı meclisimizi de Değirmenlik Mahallesi’nde yapacağız. Değirmenlik’teki hemşehrilerimizle bunu da paylaştık. Oraya gideceğiz tekrar. Şöyle, tahribat çok büyük olacak. Bir de mahalleye çok yakın alanda patlatmalar ve delmeler olacak. Mahalledeki evler büyük hasar alacak. Ve ağaçlar kesilecek. Bildiğiniz orası çöl olacak.”

Çıkan kırmızı çamurun kimyasal karışım olacağını vurgulayan Akça, “O çıkan çamur da yeryüzüne tekrar serilecek. Ve yağmurlarla beraber yer altına karışacak. her yönden bütün canlılar için büyük bir tehlike arz ediyor. Giden gelmez dağları dedik. Burası tabi koruma altında. Şimdi tabi ki avlanma yasağı da olduğu için bu dağ keçilerimizi şu anda gelseniz yol güzergahında artık Milli Park gibi yol güzergahında giderken 3-5 tane dağ keçisini böyle yanınızdan giderken görebilirsiniz yani. Ben kendim birkaç kere de tesadüf ettim yani. Gerçekten doğa müthiş derecede etkilenecek, insan sağlığı etkilenecek.” dedi

Maden nedeniyle uçuşan tozlarla beraber insan sağlığına zarar vereceğini açıklayan Akça, “Çevreye zararı olacak. Bildiğiniz gibi artık o ağaçlar yeşil, ağaç alan kalmadığı gibi kalan da artık yeşil olmayacak. Rengi artık böyle griye, kreme dönmüş olacak o patlamalardan sonra. Gerçekten Değirmenlik Mahalle’miz çok özel, çok güzel bir mahalle. Aynı zamanda geçen hafta Büyükşehir Belediye’mizle de konuştum. Değirmenlik Mahallesi’nin böyle tarihi eski yapısı var orada. Su değirmenlerinin olduğu sulak bir alan var, değirmen var. Tabii onlar çok tahribatta uğradı. Oranın restorasyonunu yapacaklar ve artık oradaki değirmenlikteki o suya da Alabalık bırakacak Büyükşehir Belediyesi. Orayı tekrar hayata geçirecek, canlandıracak. Böyle de bir projemiz var” sözlerini kullandı.

Açıklanacak ÇED raporunun olumsuz çıkması gerektiğini belirten Akça, bölgede nesli tükenen hayvanların olduğunu ifade etti.

Akça, son olarak şunları söyledi:

“Öncelikle Antalya İl Çevre Müdürlüğü başta olmak üzere tüm yetkililere sesleniyoruz. Bu projenin doğaya, yaban hayatına, küresel mirasa, kültürel mirasa, insan yaşamına vereceği zararları lütfen dikkate alın diyoruz. Doğanın korunması hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu, bu toprakları korumak ve gelecek nesilleri aktarmak için bu projeye karşı mücadeleye devam edeceğiz topyekun olarak ve herkesin yanımızda olmasını istiyoruz. Herkesi doğayı savunmaya, savunma mücadelesine katılmaya ve destek olmaya davet ediyoruz. Diyoruz ki bizim bir Giden Gelmez Dağları’mız var. Hemen bu projenin yanında olan biliyorsunuz. Bir önlem almazsak giden geri gelmeyecek. Bunu da bütün kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.”

Radyoda açıklama yapan Atasayar bölgeyle alakalı şu ifadeleri kullandı:

“Giden Gelmez Dağlarının, olduğu bölgede bulunuyor burası. Bu madenin işletme alanı Değirmenlik Köyü ve Salihli Köyü arasında bulunuyor ve 630 futbol sahası büyüklüğündeki bir ormanlık alanı kapsıyor. Burada amaçlı olan çok çok büyük bir alan. Yani araçla gidiyorsunuz onlarca dakika alanı bitiremiyorsunuz. Zaten Değirmenlik Köy’ünün yolunun içerisinden geçiyor. Köy işletme alanının içinden geçiyor. Zaten açık ocak yöntemiyle çalışacak bir maden olacak burası. Çoğunluğu ormanlık tarım arazileri, otlak alanları ve su kaynaklarının bulunduğu yemyeşil, doğal harikası bir yer.”

Boksit için açık ocak tekniğinin uygulanacağını söyleyen Atasayar, “Şöyle zaten boksiti çıkarmak için açık ocak tekniği uygulanıyor. Bu 630 futbol sahası büyüklüğündeki alanın tamamen yok olduğunu düşünüyorum. Yani bu alan ruhsat sahası değil. Direkt patlatmaların olacağı alandan bahsediyoruz. Giden Gelmez Dağları Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nın içinde bulunuyor. İçinde 70 bin metrekarelik bir kısmı bu koruma alanı zaten içinde. Burada yaban keçileri, boz ayılar gibi birçok memeli türün yanında kritik tehlike altında olan 32 tane de endemik bitki türü var. Ayrıca tarım alanları, su kaynakları, turizm açısından çok değerli bir yer. Değirmenlik Köyü’ne çok çok yakın olması. Yani üç yüz metre kadar yakın Değirmenlik Köyü’ne ve patlatmalar burada olacak. Yani şöyle söyleyeyim size Değirmenlik Köyü’nün turistik bir potansiyele sahip, düğmeli evleri, şelalesi olan muhteşem doğasıyla çok özel bir köy. Ancak bu proje gerçekleşirse bir şey kalmaz” dedi

Köylülerle görüşme fırsatı olduğunu ifade eden Atasayar, “Onların söyledikleri zaten istisnasız tüm köy bu projeye karşı oldu. Tek bir fire bile yok içlerinde. Zaten CED sürecinin bir zorunluluğu olan halkın katılım toplantısı da yapılmış ve köy tek ses olarak karşı durmuş. Bunu da tutanaklara geçirmişler. Ama bu tutanakla da bırakmamışlar. Seslerini duyurmak için zaten ellerinden geleni yapıyoruz. Projenin onaylanması durumunda da karara itiraz edeceklerini belirttiler. Hatta geçen hafta Tema Vakfı’yla bir toplantı yaptılar. Ben de katılma fırsatı buldum. Tema Vakfı da bu konuyu gündemine aldı ve konuyla ilgili detaylı bir çalışma başlattı” ifadelerini yer verdi.