Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Şükran İçöz ‘Vergide Adalet’ eyleminin 42’nci haftası nedeniyle şube binasında basın açıklaması yaptı. Sağlık emekçilerinin yoksullaştığını ve sağlık sisteminin iyi yönetilemediğini ifade eden Şükran İçöz “Her ay şehir hastanelerine 15 milyar verebiliyorlar, ama düzgün tıbbi malzeme alamıyorlar, yeterli aşı temin etmiyorlar” dedi.
SES Antalya Şubesi Eş Başkanı Şükran İçöz ‘Vergide Adalet’ eyleminin 42’nci haftasında bugün (25 Aralık) şube binasında basın açıklaması yaptı.
İçöz, açıklamanın başında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün 25 Aralık 2025 Çarşamba. Vergide adalet eylemlerimizin 42. haftasındayız. 21 Şubat 2024 tarihinden beridir her hafta Türkiye’nin dört bir yanında vergide ve gelirde adalet talebimizi dile getiriyoruz. Açlık sınırının 24 bin lira, yoksulluk sınırının 67 bin lira olduğu ülkemizde asgari ücretin açlık sınırının üzerinde olmasını bile çok gören bir hükümet tarafından yönetiliyoruz. Önümüzdeki hafta memurlara yüzde 11 oranında zam yapılması planlanıyor. Emeklinin bütçede aldığı payı yüzde 4,1’e inmiş. Maliye Bakanı’nın görüşüne göre bu oranların artırması halinde ekonomi kötü etkilenecekmiş”
Hastaların ilaçlarının katkı payını bile ödeyemez hale gelmiş durumda diyen Şükran İçöz açıklamasının devamında şunları belirtti:
“Maliye Bakanlığı muayene katkı payını 200 liraya çıkartmayı planlıyor.Biz yoksulluğun sağlıksız olmanın, hastalıkların en önemli nedenlerinden biri olduğunu biliyoruz. Ancak hem Sağlık Bakanı, hem Maliye Bakanı yurttaşlarının sağlıklı olması için değil halkın gözünü boyamak için algı yaratma peşinde. Maliye Bakanı aylar önce milyonlar harcayanların vergi vermediğini ve vergide adaleti sağlayacağını söylemişti. Bugüne geldiğimizde bu kişilerden vergi alınması bir yana, vergi kaçıranların yemek masasında bahşiş diye verdiklerini bakanlık bize aylık ücret olarak bile vermek istemiyor. “
Aile Sağlığı Merkezleri’nde ebe, hemşirelere yoksulluk sınırının yarısına tekabül eden 30 bin lira ücretin reva görüldüğünü belirten İçöz, “Aile Sağlığı Merkezleri’nde bebeklerimizin aşılarını yapan, gebelerimizi takip eden, yaşlıların yaralarına pansuman olan bir ebe ya da hemşireye insanca yaşayacağı ücret ödemeyi tercih etmeyen hükümet, ayrıcalıklı kesimlere sermaye aktarmaktan vazgeçmiyor. Hekimlere siz ne yapıyorsunuz ki diyebilen Sağlık Bakanlığı bürokratları,18 hastanenin müteahhidine verdikleri sözü tutmak için Sağlık Bakanlığı bütçesinin onda birini yani her ay şehir hastanelerine 15 milyar verebiliyorlar, ama düzgün tıbbi malzeme alamıyorlar, yeterli aşı temin etmiyorlar” dedi.
“YOĞUN BAKIM YATAKLARINDA ÖLEN BEBEKLERİN HESABI BİLE VERİLMİYOR”
Sağlık Bakanlığı’nın çıkardıkları yönetmeliklerle maaşları kesmenin, reçetelere karışıp hastaları ilaçsız bırakmanın peşinde olduğunu söyleyen İçöz, şu ifadeleri kullandı:
“Hastalarımız hastanelerden günlerce randevu alamıyor, özel hastanelere mecbur bırakılıyor. Sağlık hizmetini piyasa koşullarına göre ve tüketime dayalı bir sektör gibi yöneten, sağlık çalışanlarını performansa dayalı çalışmaya mecbur bırakan sağlık bakanlığı ne halkın sağlığına çare oluyor, ne de sağlık çalışanlarının insanca yaşamasına. Sadece halkın ve sağlık çalışanlarının sırtından yüksek karlar elde eden imtiyazlı şirketlerin karı artıyor, bu da yetmiyor taşerona teslim edilmiş yoğun bakım yataklarında ölen bebeklerin hesabı bile verilmiyor.”
İçöz, 42 haftadır şu soruları sorduklarını hatırlattı:
Sağlık emekçisinden yüzde 35 vergi kesintisi olur mu?
Bizden topladığınız vergileri bizim için kullanacak mısınız?
Yoksul halkımızın ve yoksullaşan sağlık çalışanlarının hak ettiği emekliliğe yansıyan tek kalem maaş uygulamasına geçecek misiniz?
Bizden topladığınızı bizim için harcayacak mısınız?
Son olarak İçöz, şu ifadeleri kullandı:
“Toplumun sağlık hakkı, sağlık emekçilerinin yaşam hakkı, mesleğimizin onuru için biz mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce basın açıklaması yaptık duymadınız. Siz yönetemediğiniz için biz tükenmek istemiyoruz. Sağlık çalışanları olarak yarattığınız bu sağlıksız düzene karşı 6-10 Ocakta birinci basamakta 8 Ocak’ta tüm sağlık kurumlarında iş bırakacağımızı. Gelirde adalet, vergide adalet, sağlıkta adalet için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. “






