İSİG Meclisi, 2024/25 eğitim öğretim yılında en az 72 çocuk işçinin iş cinayetlerinde katledildiğini açıkladı. Antalya’da ise üç çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2024-2025 eğitim öğretim yılında en az 72 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
Rapora göre en fazla çocuk işçi ölümü yedi Konya’da yaşandı. Gaziantep ve Hatay’da dört çocuk işçi hayatını kaybetti Antalya’da aynı dönemde üç çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Rapora göre 2024 Eylül – 2025 Ağustos döneminde en az 72 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Bu sayı, önceki eğitim-öğretim yılına kıyasla yüzde 10 artış anlamına geliyor. 2023-2024 döneminde 66 çocuk işçi hayatını kaybetmişti.
EN FAZLA ÖLÜM TARIM SEKTÖRÜNDE
Son bir yılda tarım sektöründe 20 çocuk (14 işçi ve 6 çiftçi), sanayide 19, inşaatta 17 ve hizmet sektöründe 16 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Oransal olarak bakıldığında çocuk işçi ölümlerinin yüzde 28’i tarımda meydana geldi.
12 YILLIK KARŞILAŞTIRMA
Haziran ayında açıklanan ve son 12 yılı kapsayan rapora göre, çocuk işçi ölümlerinin ortalama yüzde 53’ü tarımda yaşanıyordu. İlk raporların hazırlandığı 2013-2014 döneminde bu oran yüzde 65 civarındayken, bugün yüzde 28’e gerilemiş durumda. Buna rağmen tarım sektörü, çocuk işçi ölümlerinde hâlâ ilk sırada yer alıyor.
2025-2026 eğitim öğretim yılında talepler şu şekilde sıralandı:
1- Çocuk işçilik yasaklanmalı, mesleki öğrenim çocuk gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olmalıdır. Mesleki eğitime karşı değiliz ama yoksul çocukları 10 yaşından itibaren ucuz emek haline getiren, çocukluklarını yaşatmayan, köle gibi çalıştıran, iş cinayetlerinde öldüren adına mesleki eğitim denilen ucube düzenlemelere karşıyız. MESEM’ler bir eğitim-öğrenim işlevi görmemektedir. MESEM’li çocuklar işi bedava ve ağır koşullarda çalıştırılarak öğrenmektedir. Bu anlamda MESEM’leri revize etmek imkansızdır. MESEM’ler kapatılmalıdır.2- Eğitim her kademede tamamen parasız olmalı, 4+4+4 eğitim sisteminden vazgeçilmeli ve müfredat aklın ve bilimin ışığında yenilenmelidir. Sorun, zorunlu eğitimin kaç yıl olacağı tartışmasında değil tam da buradadır. Yine Türkiye çapında okullarda bir öğün yemek verilmeli ve yoksul çocukların ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır. Ulaşım sorunlarına çözüm oluşturulmalıdır. Okulların diğer tüm ihtiyaçları karşılanmalı, öğretmen atamaları yapılmalıdır. Bütçede eğitime aktarılan kaynak artırılmalıdır.
3- Yaşam alanlarımız uyuşturucu ve çeteleşmeden temizlenmeli, çocukların gelişimine uygun bir hale getirilmelidir. Suça sürüklenen çocuklar tartışmasındaki duruşumuz bu bakış açısıyla somutlaşacaktır. Acil yapmamız gereken yaşam alanlarımızda çeteleşmeye karşı örgütlenmek ve alternatif bir yaşamı örmektir.
4- Çocuk işçiliğe, geleceksizleştirmeye, paralı eğitime karşı işçi sınıfı mücadelesinin bir parçası olduğu bilinciyle güçlü bir gençlik hareketi oluşturulmalı ve bu süreçten etkilenen her yaş grubu örgütlenmelidir. Bu noktada bizler üzerimize düşeni yaparken ve gençlerimizin attığı-atacağı adımların da yanında olacağımızı belirtmeliyiz…
Raporun tamamını okumak için tıklayın
ÇOCUK VE ÇOCUK İŞÇİ NEDİR?
Çocuk, on sekiz yaşını doldurmamış kişiyi ifade eder; ergin olsa bile bu sınıflandırma geçerlidir.
Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre çocuk işçiliği, çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını azaltan, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar verici işlerde çalıştırılmasıdır. UNICEF ise çocuk işçiliğini, çocuğun yaşına ve işin türüne bağlı olarak, minimum çalışma saatini aşan ve çocuğa zararlı olan işler olarak tanımlamaktadır.
Yoksulluk, göç, eğitim eksikliği, işsizlik, denetimsizlik, mevzuattaki boşluklar ve işverenlerin çocuk iş gücüne olan talebi, çocuk işçiliğinin başlıca sebeplerindendir. Dünya genelinde 152 milyon çocuk işçi bulunmakta ve bunların 73 milyonu tehlikeli işlerde çalışmaktadır. Türkiye’de ise 2 milyonu aşkın çocuk işçi olduğu tahmin edilmektedir.
NEDEN İŞ CİNAYETİ?
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, iş cinayetleri için şu bilgilendirmeyi yapıyor:
İSİG Meclisi; bütün iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğunun bilinciyle, yaşanan işçi ölümlerini ‘iş kazası’ olarak değil ‘iş cinayeti’ olarak tanımlar. Bu noktada işçilerin sağlığının her türlü ekonomik çıkardan, büyümeden önce geldiğini savunur. Çalışma ortamında emekçilerin ölümünün, sakat kalmasının, psikolojik ve fizyolojik sağlıklarını kaybetmelerinin gerçek nedenini, emeği sadece artı değer elde etme aracı olarak gören, emekçiyi bütünsel bir insan olarak kabul etmeyen kapitalist sistem olduğunu tespit eder.“






