Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, KCDP’nin “2024 Eylül” raporu hakkında açıklamalarda bulundu: “Yargının cinsiyetçi yapısı değişmedikçe, kadın cinayetlerinin önlenmesi de mümkün olmayacaktır”

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği
Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP), “2024 Eylül” raporu yayımlandı. Raporda 2024 yılında öldürülen 31 kadının faili de daha önce adli sicil kaydına sahip olduğu ortaya çıktı. Konuya ilişkin Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey açıklamalarda bulundu. Tozbey, “Adalet sisteminin cinsiyetçi işleyişi, kadına yönelik şiddeti beslemekte ve kadınların yaşam haklarını tehdit etmektedir” dedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP), “2024 Eylül” raporuna göre, Eylül ayında en az 34 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 20 kadın ise şüpheli olarak ölü bulundu.

Raporda 2024 yılında öldürülen 31 kadının faili de daha önce adli sicil kaydına sahip olduğu belirtildi. Konuya ilişkin Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, açıklamalarda bulundu.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey

Tozbey, şunları söyledi:

“2024 yılında öldürülen 31 kadının faillerinin daha önce adli sicil kaydı bulunması, adalet sisteminin kadınların yaşam haklarını korumakta ne kadar yetersiz kaldığının bir kanıtıdır. Yargı mekanizması, kadına yönelik şiddet faillerini serbest bırakmakta ya da hafif cezalarla ödüllendirmektedir.”

Yaşanan cezasızlık durumunun şiddet uygulayan erkeklerin cesaretlenmesine ve kadın cinayetlerinin artmasına neden olduğunu söyleyen Tozbey, “Devletin yargı politikaları, kadınları şiddete karşı savunmasız bırakırken, dinci-gerici politikalarla şekillenen bir adalet sistemi, kadınları değil, erkek şiddetini koruyan bir yapıya dönüşmüştür” dedi.

Kadınların adalet talebi, yalnızca bireysel suçlulara değil, bu suçları mümkün kılan cinsiyetçi sistemin tamamına karşı olduğunu belirten Tozbey, şu ifadeleri kullandı:

“Yargının cinsiyetçi yapısı değişmedikçe, kadın cinayetlerinin önlenmesi de mümkün olmayacaktır. Devletin gerici politikaları ve adalet sisteminin cinsiyetçi işleyişi, kadına yönelik şiddeti beslemekte ve kadınların yaşam haklarını tehdit etmektedir. Bu nedenle, kadın mücadelesi, sadece şiddetin sonuçlarına değil, bu şiddeti doğuran yapısal sorunlara da karşı durmayı sürdürmektedir”