Yurttaşlar Antalya’da TÜİK’e karşı ses çıkardı: “Hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğiz “

Antalya TÜİK eylemi Antalya TÜİK eylemi

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şubesi ve Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi bugün (3 Ekim) Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) karşı basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Ağır vergilerle de kronik olarak yoksullaştırılıyoruz” denildi.

BES Antalya Şubesi ve Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi yaptıkları ortak eylemle TÜİK’i protesto etti. Attalos Meydanı’nda yapılan eylemde kurumlar adına basın açıklaması BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol okudu.

Açıklamanın başında şu ifadelere yer verildi:

“Mevcut Hükümet kendisini iktidara getiren ve bugüne kadar iktidarda kalmasını sağlayan uluslararası sermaye ve onun gölgesinde büyüyen yerli sermayenin varlık sebebi olan neo-liberal politikaları tavizsiz uygulamaktadır. Bundan sonraki süreçlerde de bu politikaları uygulamaya devam edeceğini Orta Vadeli Programda (OVP) ilan etmiş bulunmaktadır”

Açıklamada, Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı olan ve ülkenin kalkınmasında mihenk taşı görevi yapan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarılarak, bahsi geçen sermaye gruplarına servet olarak aktarıldığı ifade edildi.

Yurttaşlardan toplanan vergiler teşvik adı altında sermayeye aktarıldığı belirtilen açıklamada, “Ülkemizde yaşanacak deprem riskine karşı kentlerimizin imarı için topladığımız deprem vergilerini bile yasaya aykırı bir biçimde yola, köprüye, havalimanına harcamaktan geri durmamıştır. İktidarın sermaye yanlısı ve emekçi düşmanı bu politikaları toplumun çoğunluğunu oluşturan biz kamu emekçileri, kamu emeklileri, asgari ücretliler için bitmeyen bir kâbus olmaya devam etmektedir” denildi.

Antalya TÜİK eylemi

“İKTİDARIN BİZLERE DÜŞÜK ÜCRET VERMEDE BİR APARAT OLARAK KULLANDIĞI TÜİK’İ TÜM İLLERDE PROTESTO EDİYORUZ”

Bütçe kanunu gereği 2025 yılının bütçe görüşmeleri 15 Ekim itibarıyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacağı hatırlatılan açıklamada,           “Ancak iktidar tarafından 5 Eylül 2024 tarihinde açıklanan Orta Vadeli Programda (OVP) belirlenen kıstaslarda bir bütçe hazırlayacağını, dolayısıyla emekçi ve yoksul düşmanı ve sermaye yanlısı ekonomik programa sadık kalacağını ilan etmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, ayrıca şu ifadeler kullanıldı:

“Biz emekçiler, yoksulluk halk kesimleri itiraz etmedikçe, hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğiz. Bunun için iktidarın ekonomik programından mağdur olan bizler, iktidarın bizlere düşük ücret vermede bir aparat olarak kullandığı TÜİK’i tüm illerde protesto ediyoruz”

TÜİK Başkanı, Başkan Yardımcıları ve diğer sorumluları kanunun kendilerine verdiği sorumluluk çerçevesinde davranmaya, iktidarın beklentilerine göre değil, piyasanın gerçekliğine uygun enflasyon verilerini açıklamaya davet edilen açıklamada “Aksi takdirde, haklarında bulunduğumuz suç duyurularına karşı yargının tarafgir davranması kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir” sözleri kullanıldı.

Açıklamada, bu iktidar iş başına gelme koşullarını hazırlayan 2001 krizi ortamında; yani bugünkü iktidarın eski Türkiye denilen dönemde ortalama bir kamu emekçisi, asgari ücretin 2,92 katı ücret alırken bugün ancak 2,01 katını alınabildiği ifade edildi.

Antalya TÜİK eylemi

“O GÜN ELDE ETTİĞİMİZ GELİRLERİN ÇOK ALTINDA BİR GELİRLE HAYATIMIZI İDAME ETTİRMEYE ÇALIŞMAKTAYIZ”

Aynı dönemde ortalama bir kamu emeklisi asgari ücretin 2,67 katı maaş alırken bugün ağırlıkla asgari ücret ve asgari ücretin altında ancak maaş alabildiği belirtilen açıklamada şunlar söylendi:

“İktidarın dilinden düşürmediği o eski Türkiye’de asgari ücret alan bir emekçi, aldığı ücretle 12 çeyrek altın alabilmekteydi. Diğer bir deyişle bu iktidarın sürekli kötülediği eski Türkiye’de ortalama bir kamu emekçisi aldığı maaşla 24 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 20 çeyrek altın alabiliyorken, 2024 Ağustos’ta ise bir kamu emekçisi aldığı maaşla 8,85 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 3,81 çeyrek altın alabiliyorken, asgari ücret alan bir emekçi ancak 3,68 çeyrek altın alabilmektedir. 2003 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 47 daha fazla iken, bugün ise 12 bin 500 TL olan en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 36’sı bile değildir.”

İktidarın övmekle yere göğe sığdıramadığı yeni Türkiye’de ne kamu emekçileri ne kamudan emekli olan emekliler ne de asgari ücret alan emekçiler o gün elde ettiği gelirlerin çok altında bir gelirle hayatını idame ettirmeye çalışıldığı belirtilen açıklamada, şunlar söylendi: 

“İktidar bir taraftan yapıp uygulamaya koyduğu bütçelerde bizlere daha az kaynak ayırırken, diğer taraftan bizlerin düşük gelirler elde etmemizde bir aparat olarak kullandığı TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklatarak, düşük ücret politikasını hayata geçirdi ve bizler sürekli bir şekilde yoksullaştık. Bizler biliyoruz ki, TÜİK yönetimi kanunun kendisine verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde görevini yerine getirseydi, içinde bulunduğumuz yoksulluğu bu kadar derin yaşamayacaktık.”

Açıklamada, bir yandan TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret politikalarıyla uyumlu enflasyon verileriyle emekçilerin alın teri hakkı olan ekmeğin sofralarından çalındığı söylendi. Bir yandan da temel insan hakları içinde yer alan ve ücretsiz olarak verilmesi gereken sağlık hakkı, eğitim hakkı ve nitelikli kamusal hizmetler ulaşılamaz hale getirilerek, ağır vergilerle de kronik olarak yoksullaştırıldığı belirtildi.

Bugün bir kez daha, burada ve örgütlü bulunduğumuz bütün illerde başta TÜİK kurum başkanı, başkan yardımcıları ve diğer sorumluları, kanunun kendilerine vermiş olduğu görevleri eksiksiz yerine getirmeye davet edilen açıklamada, “İlgili yetkililerin 2022’den beri açıklamaktan imtina ettikleri gıda fiyatları verilerini düzenli bir şekilde kamuoyunla paylaşmaya ve piyasada oluşan gerçek veriler üzerinden enflasyon oranlarını açıklamaları gerektiğini kendilerine hatırlatıyoruz” denildi.

Son olarak açıklamada, “Aksi takdirde, iktidarla birlikte bizleri yoksullaştırmak üzere veri paylaşmamalarını sürekli teşhir edeceğimizi ve kanunun kendilerine yüklemiş olduğu görevleri kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunmaya devam edeceğimizi ve yine görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı haklarında dava açarak, hukuki yollardan da haklarımızı aramaya devam edeceğimizi beyan ediyoruz TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur olan tüm kesimleri haklı mücadelemizde birlikte olmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullandı.