İSİG Meclisi raporuna göre 2025’in ilk sekiz ayında bin 359 işçi hayatını kaybetti. Ağustos ayında en az 192, Antalya’da ise dokuz işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Ağustos Ayı İş Cinayeti Raporu‘nu yayımladı. Rapora göre; Ağustos ayında en az 192 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Hayatını kaybeden işçilerin 188’i sendika üyesi olmadığı açıklandı.
Böylece 2025’in ilk sekiz ayında iş cinayeti sayısı bin 359 ulaştı. Ocak 180, Şubat 124, Mart 159, Nisan 156, Mayıs 178, Haziran 164, Temmuz 206, Ağustos 192 işçi çalışken öldü.
Rapora göre; Ağustos ayında Türkiye’nin 62 farklı şehrinde iş cinayetleri meydana geldiği tespit edildi. Ayrıca, kısa vadeli çalışmak üzere yurtdışına giden ya da Türkiye menşeili şirketlerde çalışan işçiler arasında da ölüm vakaları rapor edildi.

En fazla işçi ölümü İstanbul’da yaşandı; 20 işçi hayatını kaybetti. Antalya’da dokuz, Sivas sekiz, Giresun’ yedi işçi hayatını kaybetti.
Ağustos ayında en az 13 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu çocukların altısı tarım, ikisi metal, biri ticaret, biri büro, biri enerji, biri konaklama ve biri genel işler işkollarında çalışıyordu. Aynı dönemde, iş cinayetlerinde ölenlerin 19’u kadın işçiydi. Ölen kadınların on biri tarım, üçü genel işler, ikisi ticaret, biri eğitim, biri büro ve biri konaklama işkollarında çalışıyordu.
Ayrıca, az altı göçmen işçi (üçü Suriyeli, biri Afganistanlı, biri İranlı, biri Türkmenistanlı) hayatını kaybetti. Göçmen işçilerin ikisi tarım, ikisi inşaat, biri madencilik ve biri taşımacılık işkollarında çalışıyordu.
İşkollarına göre dağılıma bakıldığında, en fazla ölüm tarım ve inşaat sektörlerinde yaşandı.

EN FAZLA ÖLÜM TARIM VE İNŞAAT YOL SEKTÖRÜNDE
Rapora göre tarım ve orman işkolunda 45 emekçi (18 işçi ve 27 çiftçi) hayatını kaybetti. İnşaat ve yol işkolunda 42 işçi, taşımacılık işkolunda 20 işçi, belediye ve genel işler işkolunda 17 işçi, ticaret, büro, eğitim ve sinema işkolunda 13 işçi yaşamını yitirdi.
Metal ve enerji işkollarında ayrı ayrı sekiz işçi, madencilikte yedi işçi, gıda ve şeker sektöründe altı işçi, petro-kimya ve lastikte beş işçi, tekstil ve deride dört işçi, gemi, tersane, deniz ve limanda üç işçi, konaklama ve eğlencede üç işçi, çimento, toprak ve camda ise iki işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Ayrıca banka, finans ve sigortada bir işçi, sağlık ve sosyal hizmetlerde bir işçi, savunma ve güvenlikte bir işçi yaşamını yitirirken, çalıştığı işkolu belirlenemeyen altı işçinin de hayatını kaybettiği bildirildi.
Ağustos ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
Rapora göre 39 işçi trafik ve servis kazalarında yaşamını yitirdi. 32 işçi yüksekten düşme sonucu, 31 işçi ezilme ve göçük altında kalarak hayatını kaybetti.
Kalp krizi ve beyin kanaması nedeniyle 25 işçi, elektrik çarpması sonucu 19 işçi, şiddet nedeniyle ise 12 işçi yaşamını yitirdi.
Zehirlenme ve boğulma vakalarında altı işçi, patlama ve yanma olaylarında beş işçi, nesne çarpması veya düşmesi nedeniyle beş işçi, intihar sonucu beş işçi hayatını kaybetti.
Bunun dışında çeşitli nedenlerle de 13 işçinin yaşamını yitirdiği bildirildi.

Rapora göre Ağustos ayında iş cinayetlerinde altı çocuk işçi (14 yaş ve altı) yaşamını yitirdi. 15-17 yaş arası yedi çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 35 işçi, 30-49 yaş arası 75 işçi hayatını kaybetti.
Orta yaş grubunda, 50-64 yaş arası 51 işçi yaşamını yitirirken, 65 yaş ve üstü 16 işçi de iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Ayrıca yaşı belirlenemeyen iki işçinin de yaşamını yitirdiği bildirildi.
Raporun tamamını okumak için tıklayın
NEDEN İŞ CİNAYETİ?
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, iş cinayetleri için şu bilgilendirmeyi yapıyor:
İSİG Meclisi; bütün iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğunun bilinciyle, yaşanan işçi ölümlerini ‘iş kazası’ olarak değil ‘iş cinayeti’ olarak tanımlar. Bu noktada işçilerin sağlığının her türlü ekonomik çıkardan, büyümeden önce geldiğini savunur. Çalışma ortamında emekçilerin ölümünün, sakat kalmasının, psikolojik ve fizyolojik sağlıklarını kaybetmelerinin gerçek nedenini, emeği sadece artı değer elde etme aracı olarak gören, emekçiyi bütünsel bir insan olarak kabul etmeyen kapitalist sistem olduğunu tespit eder.“






