Antalya Arkeoloji Müzesi’nin kapatılmasına ve yıkım kararına yönelik tepkiler sürüyor

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına yönelik tepkiler bugün de devam etti. Müze önünde toplanan yurttaşlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müzenin kapısına kilit vurma kararını protesto ederek, bu karardan vazgeçilmesini talep etti.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı eylemler devam ediyor. Yurttaşlar bugün (16 Temmuz) Müze önünde eylemlerini sürdürdü

Eyleme; Cumhuriyet Halk Partisi Antalya milletvekilleri Cavit Arı ve Aliye Coşar, CHP il ve ilçe başkanları, Müze Çalışma Grubu, sivil toplum kuruluşları ile yurttaşlar destek verdi

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

Etkinlikte konuşan mimarlık uzmanı ve Müze Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Memduh Sami Taner, kararın yalnızca kültürel değil, aynı zamanda bilimsel ve toplumsal bir ihmal olduğunu vurguladı.

“Bugün belki 50, belki 150 turist bu kapıdan geri döndü” diyerek sözlerine başlayan Taner, yalnızca yerli değil, yabancı ziyaretçiler açısından da kararın etkilerini anlattı. Antalya’ya özel antik eserleri görmek için gelen turistlerin geri çevrildiğini hatırlatan Taner, “Empati kurun; Herkül heykelini görmek için gelen turistleri hayal edin. Bugün onlara bu şehir ne söyledi?” diye sordu.

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“MÜZE, ÖĞRENCİLER İÇİN LABORATUVARDIR”

Taner, müzenin yalnızca bir sergi alanı değil, aynı zamanda eğitim kurumları için vazgeçilmez bir uygulama sahası olduğunun altını çizdi. “Mimarlık, arkeoloji, sanat tarihi, eğitim fakültelerindeki öğrenciler bu müzeyi üç yıl boyunca kullanamayacak. Bu, uzun vadede meslek alanlarına ve ülkeye ciddi zararlar verir” diyerek karara tepki gösterdi.

Müzenin kapatılmasına gerekçe olarak sunulan “depreme dayanıksızlık” iddiasını da eleştiren Taner, “Tek katlı bir yapının hangi depremle yıkılacağına kargalar güler” dedi. Ankara’daki bir örneğe atıf yaparak, eski kamu binalarının güçlü mimari yapıları nedeniyle kolay kolay yıkılamadığını hatırlattı.

Kararın ardında gerçek bir teknik değerlendirme ya da şeffaf bir süreç olmadığını savunan Taner, süreci “kültürel hovardalık” ve “gaddarlık” olarak niteledi. “Müze içindeki eserleri halktan, eğitimden, turizmden hangi gerekçeyle uzak tutuyorsunuz?” diye soran Taner, şeffaflık ve kamuoyuna hesap verme çağrısında bulundu.

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“UZMANLARIN GÖRÜŞÜNE KULAK TIKAMAK NİYETİN KÖTÜ OLDUĞUNU GÖSTERİR”

Türkiye ve Avrupa’da saygınlığı olan akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının uyarılarına rağmen böyle bir karar alınmasının iyi niyetle açıklanamayacağını belirten Taner, “Bu uzmanları dinlemiyorsanız, sizin niyetiniz kötüdür. Bunu bilirim, bunu söylerim” ifadelerini kullandı.

Taner, konuşmasının sonunda herkesi mücadeleyi büyütmeye, bilimden ve ortak akıldan sapmadan kamu değerlerini savunmaya çağırdı.

Antalya’da kapanması gündemde olan önemli bir müze için 10 gündür süren mücadeleye dikkat çeken Prof. Dr. Hilmi Uysal, bugün yaptığı Müzenin kapatılmasına karşı yürütülen tüm çabalara rağmen resmi kararın ilan edildiğini belirtti. Uysal, “Bugün, bu önemli müzenin kapatıldığının tanığıyız” dedi.

Uysal, kamuoyunun uzun süre kapatma kararına inanmadığını dile getirerek, “Tanıyorduk ki müze kapalı. Söyledik, inanmadılar. On gündür kapatılmaması için çaba gösteriyoruz. Ama dün gün ilan edildi ve bugün müze kapatıldı” ifadelerini kullandı.

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“BİR GÜN ÖNCE İLAN EDİLİP ERTESİ GÜN KAPATILDI”

Müzenin ani kapatılmasına tepki gösteren Uysal, bu kararın dünya standartlarına aykırı olduğunu söyledi:

“Böyle önemli bir müzenin, sadece bir gün önceden kapatma ilanı yapılarak ertesi gün kapatılması, dünyada benzeri olmayan bir durumdur. Kapatıldığına dair bir tabela bile asılamadı. Bu olayın tanığıyız. Antalya halkı müzenin gerçekten kapatılabileceğine inanmıyordu. Bu inancı kıramadık ama artık gerçek ortada: Müzenin kapısı kapalı.”

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“HASTA HENÜZ AMELİYATA ALINMADI, VAKİT VAR”

Uysal, müzenin durumunu tıbbi bir metaforla açıklayarak, “Başhekim ameliyata karar vermiş ama henüz hasta ameliyata alınmadı” dedi. Uysal, şunları söyledi:

“Konseyde birçok doktor ameliyat kararına karşı çıktı, tedavinin ilaçla mümkün olduğunu söyledi. Ancak başhekim, bu itirazlara kulak asmıyor. Ameliyat kararı etik değil çünkü hastanın ailesinden izin alınmadı. Bu hastanın ailesi biziz: Antalya halkı. Onayımız olmadan yapılacak bir müdahale etik dışıdır. Bu bir cinayet olur.”

“BU TEDAVİNİN İLACI VAR, ÇÖZÜM MÜMKÜN”

Uysal, müzenin kapatılmasının geri dönüşü olmayan bir tahribat yaratacağını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Tedavi mümkün, ilaçları var. Bilimsel olarak biliyoruz. Bu yüzden diyorum ki: Sabırlı olacağız. Güçlü, erdemli ve akıllı olacağız. Müzenin bugüne kadar üstlendiği 12 büyük görevin ardından, şimdi on üçüncü görevi biz üstleneceğiz ve mücadeleyle kazanacağız.”

“ANTALYA BU SESSİZLİĞE ORTAK OLMAMALI”

Konuşmasının sonunda Uysal, tüm Antalyalıları ve Türkiye’yi sürece müdahil olmaya çağırdı:

“Antalya halkı bu karara onay vermedi. Bunu tüm Türkiye’ye göstermeliyiz. Müzenin ailesi biziz. Onay vermiyoruz! Bu yüksek halk iradesi yok sayılarak alınan karar yıkılamaz. Hepimize çok iş düşüyor. 50bin kişi olmalıyız. Sadece akademik ve mesleki örgütler değil, tüm toplum bu sese kulak vermeli.”

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“AKP HALKI DİNLEMEDEN KARARLAR ALIYOR”

CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Antalya Müzesi’nin kapatılması sürecine tepki göstererek, bu kararın kentin kültürel hafızasına vurulmuş bir darbe olduğunu söyledi. Sürecin başından itibaren mücadele ettiklerini vurgulayan Coşar, “Bugün burada Antalya’nın hafızasına kilit vuruluyor. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Basın emekçilerini selamlayarak konuşmasına başlayan Coşar, müzenin kapatılma sürecinde hem Meclis’te hem sahada mücadele ettiklerini belirtti. Antalya Müzesi’nin bir ulusal proje yarışması sonucunda tasarlanmış, ödüllü bir yapı olduğuna dikkat çeken Coşar, “Bu kadar önemli bir yapının Ankara’dan alınan bir kararla kapatılması, kabul edilemez” dedi.

AKP iktidarının projelerinde kamuoyunu, meslek odalarını ya da uzmanları sürece dahil etmediğini vurgulayan Coşar, şöyle konuştu:

“AKP yıllardır yaptığı binalar ve yollarla övünüyor. Ancak bu projeleri halkla, akademisyenlerle, kamu kurumlarıyla istişare etmeden hayata geçiriyor. Antalya Müzesi örneğinde de aynısı yaşandı. Bakanın Antalya’dan haberi bile yokken, müzenin depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkım kararı alındı. Bu kararla ilgili ne bilimsel açıklama var, ne rapor paylaşılmış.”

“KÜLTÜREL MİRAS GÖZ GÖRE GÖRE YOK EDİLİYOR”

Coşar, müzede bulunan binlerce yıllık tarihi eserlerin akıbetine ilişkin de endişelerini dile getirdi:

“Bu yapı sadece bir bina değil, Antalya’nın geçmişine, kültürüne tanıklık eden bir hafıza mekanıdır. İçindeki eserlerin korunması konusunda da hiçbir açıklama yapılmıyor. Bu ihmalkârlık bile başlı başına bir kültürel yıkımdır.”

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“RANT ŞÜPHESİ GÜÇLENİYOR”

Konuşmasında müze alanına ilişkin rant iddialarına da değinen Coşar, Kültür ve Turizm Bakanı’yla ilişkili olduğu öne sürülen bir inşaat firmasının projeye dahil olacağı yönündeki söylentilere dikkat çekti. Coşar şunları söyledi:

“Duyuyoruz ki, Kültür ve Turizm Bakanı’nın otelini yapan firma bu alan için devrede. Bu da başından beri atılan adımların nedenini gözler önüne seriyor. Antalya halkı bu oyunu görüyor.”

“ANTALYA’NIN HAFIZASINI KORUYACAĞIZ”

Coşar, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu müzeye kapatılma kararı, Antalya’nın kültürel hafızasına kilit vurmak demektir. Ama biz bu kilidi açmak için, kültürümüze sahip çıkmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Burada bulunan herkesle birlikte, omuz omuza direnerek bu kültürel darbeyi durduracağız.”

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Kararın teknik gerekçelere değil, keyfi bir anlayışa dayandığını belirten CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı,” Antalya’ya ruhunu veren, ödüllü ve kimlik kazandıran bu yapı sessizce yok edilmek isteniyor. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Arı, 7 Temmuz’da aynı noktada düzenledikleri açıklamayı hatırlatarak, o tarihte yetkililere kamuoyunun bilgilendirilmesi talebini ilettiklerini söyledi. “Bu binanın yıkılmasıyla ilgili ellerinde hangi teknik rapor var, kamuoyuna açıklayın dedim” diyen Arı, alternatif olarak binanın güçlendirilip güçlendirilemeyeceğini sorduklarını, ancak hâlâ somut bir yanıt alamadıklarını belirtti.

“BU BİNA SIRADAN DEĞİL, ANTALYA’YA RUHUNU VEREN BİR YAPI”

Arı, binanın sadece bir müze değil, Antalya’nın mimari kimliğinin önemli bir parçası olduğunu vurguladı:

“Bu bina Akdeniz mimarisini yansıtan, ödül almış ve bölgeye kimlik kazandıran bir yapı. Kentin hafızası, belleği. Ama ne yazık ki sadece bir yapı olarak gören, tarihi değeri yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız.”

Geçmişte meteoroloji binasının bir gecede sessizce yıkıldığını hatırlatan Arı, şimdi benzer bir sürecin Antalya Müzesi için devreye sokulduğunu dile getirdi. “Yerine ne yapılacağı bile belli değil” diyerek sürecin şeffaf yürütülmediğini eleştirdi.

“İKTİDARIN TARİH SINAVI HEP ZAYIF”

İktidarın tarihi yapılara yönelik uygulamalarının başarısız olduğunu belirten Arı şöyle konuştu:

“Restorasyon adı altında pek çok tarihi eserin yok edildiğini gördük. Bu konuda defalarca sınıfta kalmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Antalya Müzesi özelinde de hiçbir teknik rapor paylaşılmadan, uzmanlara danışılmadan yıkım süreci başlatıldı.”

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

“TURİZM SEZONUNUN ORTASINDA MÜZE KAPATILIR MI?”

Arı, müzenin kapatılmasının zamanlamasını da eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:

“Temmuz ayı Antalya’nın, hatta Türkiye’nin turizm açısından en yoğun dönemidir. On beş milyona yakın turistin beklendiği bir dönemde, şehrin en önemli müzesi kapatılıyor. Kültürden bu kadar bihaber bir anlayış olabilir mi?”

“KÜLTÜR BAKANI KÜLTÜRDEN ANLAMIYOR”

Sözlerini Kültür ve Turizm Bakanı’na yönelik eleştirilerle sürdüren Arı, “Adı Kültür ve Turizm Bakanı olan kişiye sesleniyorum: Belki turizmi ticari anlamda biliyor olabilirsiniz, ama kültürden anlamadığınız ortada” dedi ve Bakanı istifaya çağırdı.

Antalya Arkeoloji müzesi yıkım

Müze Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Gül Işın, alınan ani yıkım kararını eleştirdi. Müzenin bir gün kala yapılan kapanma duyurusunun kabul edilemez olduğunu belirten Işın, “Bugün, bu müzenin kapatılmasının tanığıyız. Tarihe tanıklık ediyoruz. Bu tanıklığı tüm Antalya’ya anlatmalıyız” dedi.

Işın, on gündür müzenin kapatılmaması için akademisyenler ve uzmanlarla birlikte yoğun bir mücadele verdiklerini ancak halkı ikna etmekte zorlandıklarını ifade etti. “İnanmadılar, ama şimdi müzenin kapısının gerçekten kapalı olduğunu herkes görüyor” diyen Işın, süreci bir “ameliyat” metaforuyla anlattı.

“HASTAYA AMELİYAT KARARI VAR, AMA HENÜZ NEŞTER VURULMADI”

Işın, müzenin yıkım sürecini tıbbi bir müdahaleye benzeterek şöyle konuştu:

“Başhekim ameliyata karar verdi. Ama konseydeki doktorların birçoğu bu kararın yanlış olduğunu söylüyor. Diyorlar ki, bu hastalık ilaçla tedavi edilebilir. Ameliyat gerekmez, hatta bu ameliyat cinayet olur. Ama başhekim dinlemiyor. Konseyi dinlemiyor. Hasta ameliyata alınmak üzere hazırlanıyor. Ancak henüz ameliyata girilmedi. Vakit var. Karar var ama uygulama başlamadı. Bu yüzden hâlâ durdurabiliriz.”

“AİLESİNDEN ONAY ALINMADAN AMELİYAT ETMEK ETİK DIŞIDIR”

Işın, müzenin gerçek sahibi olan Antalya halkının bu süreçten haberdar edilmediğini ve onayının alınmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Bu müze Antalya’nın belleğidir. Antalya halkı bu yapının sahibi, yani ailesidir. Ama ameliyat için onlardan onay alınmamış. Bu etik dışıdır. Biz ‘olay’ vermiyoruz. Bu karara razı değiliz. Bu ameliyatı durdurmak bizim elimizde.”

“TEDAVİSİ MÜMKÜN, YIKMAK ZORUNDA DEĞİLLER”

Bilimsel ve teknik açıdan müzenin yıkımına gerek olmadığını savunan Işın, yapının güçlendirilebileceğini vurguladı:

“Bu yapının ilaçları var. Güçlendirme yöntemleriyle ayakta tutulabilir. Bilim bunu söylüyor. Bilinçli olmak zorundayız. Bu nedenle mücadeleyi büyütmeliyiz.”

“BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ”

Işın, konuşmasının sonunda Antalya halkına birlik çağrısı yaptı. “Antalya Müzesi’nin bugüne kadar üstlendiği on iki büyük görevden sonra, on üçüncü görevi biz üstleneceğiz” dedi ve sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Sabırlı olacağız, akıllı olacağız, erdemli olacağız. Elli bin kişi olmamız gerekiyor. Bu mücadele yalnız akademik çevrelerin değil, tüm Antalya halkının omuz omuza vereceği bir mücadeledir. Antalya’nın hafızasını yıktırmayacağız.”

NELER OLMUŞTU?

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı, Müze Çalışma Grubu’nun çağrısıyla 5 Temmuz’da Antalya Arkeoloji Müzesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı, Müze Çalışma Grubu’nun çağrısıyla 7 Temmuz’da Antalya Arkeoloji Müzesi önünde basın açıklaması gerçekleştirmişti.

Kültürel mirasın korunmasına yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının çabalarına rağmen, ödüllü müze binasının tesciliyle ilgili başvuruyu reddeden Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali için Mimarlar Odası tarafından dava açıldı.

13 Temmuz’da ise Müze Çalışma Grubu tarafından Müze Çalıştayı ve Forumu düzenlendi.

Yurttaşlar 14 Temmuz’da Müze önünde basın açıklaması yaptı

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin önde gelen arkeoloji müzelerinden Antalya Arkeoloji Müzesi’ni 16 Temmuz 2025 tarihinde ziyaretçilere kapatma kararı aldı.

16 Temmuz’da yurttaşlar Müze önündeki eylemlerini sürdürdü

ANTALYA ARKEOLOJİ MÜZESİ HAKKINDA

I. Dünya Savaşı’nın ardından, 1919 yılında İtalyanların Antalya’yı işgali sırasında açıkta bulunan eski eserlerin İtalyan Konsolosluğu’na taşınmak istenmesi üzerine Antalya Lisesi öğretmeni Süleyman Fikri Erten, 15 Ekim 1919’da Antalya Mutasarrıflığına başvurarak kendisini fahri Asar-ı Atika memuru olarak tayin ettirdi. Müze kurma çalışmaları bu tarihte başladı.

İlk olarak Antalya Merkez’deki eski eserler, Tekeli Mehmet Paşa Camii karşısındaki terk edilmiş Bayraktar Baba Türbesi’nde toplanarak geçici bir depo müze oluşturuldu. 1922 yılında bu eserler, mübadele sonrasında boş kalan Panaya Kilisesi’ne (Alâaddin Camii) taşındı ve burada ilk müze binası kuruldu. 1937 yılında müze, Yivli Minare Camii’ne; 1972 yılında ise hâlâ kullanılan modern binaya taşındı.

1988 yılında “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Özel Ödülü”ne layık görüldü. 30 bin metrekarelik bir alana yayılan müzede kapalı sergi salonları, açık hava galerileri, çocuk bölümü, modern sanatlar sergi salonu, konferans salonu, kafeterya ve video gösterim alanı bulunuyor.

Müze koleksiyonu, Alt Paleolitik Çağ’dan Bizans dönemine kadar geniş bir zaman dilimini kapsıyor. Doğa Tarihi ve Prehistorya Koleksiyonu, bölge kazılarından elde edilen eserler, Roma dönemi çömlekleri, Perge kökenli mitolojik heykeller, lahitler, takılar, mozaikler, ikonalar, madeni ve cam eserler koleksiyonun öne çıkan parçaları. Özellikle Perge’de bulunan Roma dönemi heykeltıraşlık eserleri ve müze kurtarma kazılarından elde edilen ünik buluntularla Antalya Müzesi, dünyanın sayılı arkeoloji müzeleri arasında yer alıyor.

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı