Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına yönelik tepkiler bugün de devam etti. Müze önünde açıklama yapan İMO Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “2 bin 500 metrekarelik bir artış için 2,5 milyar TL kamu kaynağı harcanması israf anlamına gelir” dedi.
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı eylemler devam ediyor. Yurttaşlar bugün (25 Temmuz) Müze önünde eylemlerini sürdürdü
Eyleme; Müze Çalışma Grubu, sivil toplum kuruluşları, motorcu bir grup ile yurttaşlar destek verdi.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, Antalya Arkeoloji Müzesi önünde yaptığı açıklamada, müze binasının yıkımına yönelik süreçte ciddi soru işaretleri bulunduğunu dile getirdi. Akdoğan, uzun süredir dile getirilen endişelerinin somut biçimde ortaya çıktığını vurgulayarak, deprem performans analiz raporuna ilişkin kuşkularının derinleştiğini söyledi.
Akdoğan, müze binasına ait herhangi bir deprem performans analiz raporunun bugüne kadar hazırlanmadığına dair ciddi şüpheler taşıdıklarını belirtti. Akdoğan, “Eğer böyle bir rapor varsa neden kamuoyuyla paylaşılmadığı anlaşılamamaktadır. Mevcutsa dahi kamu yararı ilkesi gereği bu belge gizli tutulmamalıdır” dedi.

Geçtiğimiz günlerde müze teknik yetkilileriyle yapılan görüşmede, deprem performans analiz raporu ile zemin etüt raporunun kısa sürede iletileceği taahhüdü verildiğini aktaran Akdoğan, aradan bir hafta geçmesine rağmen herhangi bir belgeye ulaşamadıklarını ifade etti.
“YIKIM KARARI ÖNCEDEN VERİLMİŞ OLABİLİR”
İMO Antalya Şubesi’ne ulaşan bilgilere göre, müzede çeşitli teknik işlemler ve laboratuvar çalışmaları yürütülüyor. Hatta bir firmanın, müzeden karot örneği alınması için Antalya’daki laboratuvarlarla fiyat araştırması yaptığı iddiası kamuoyuna yansıdı. Akdoğan, “Bu durum, deprem analiz raporunun mevcut olmadığı halde yıkım kararının önceden verildiği izlenimini yaratıyor. Kamuoyu tepkisi üzerine geriye dönük bir rapor hazırlanma çabası olabilir” dedi.
YIKIM GEREKÇESİ VE BÜTÇE ELEŞTİRİSİ
Akdoğan, yıkım gerekçesi olarak sadece depreme dayanıklılığın değil, müzenin alan yetersizliğinin de öne sürüldüğünü belirtti. Ancak mevcut müzenin 13 bin metrekarelik kapalı alana sahip olduğunu, planlanan yeni müzenin ise sadece 18 bin metrekare olacağının açıklandığını söyledi. “2 bin 500 metrekarelik bir artış için 2,5 milyar TL kamu kaynağı harcanması israf anlamına gelir. Bu, özellikle tasarruf tedbirlerinin önem kazandığı bir dönemde kabul edilemez” dedi.

Ayrıca, 2000’li yıllardan sonra inşa edilen ve 4.500 metrekare büyüklüğündeki ek yapının da yıkılmasının planlandığını vurgulayan Akdoğan, bu yapının yeniden inşasının bugünkü koşullarda en az 180 milyon TL’ye mal olacağını ifade etti.
Tüm bu gerekçeler doğrultusunda, mevcut müze binasının güçlendirilerek korunmasının hem daha düşük maliyetli hem de kültürel miras açısından daha değerli bir çözüm olacağını belirten Akdoğan, şöyle konuştu:
“Antalya Arkeoloji Müzesi yalnızca barındırdığı eşsiz eserlerle değil, mimari kimliği ve kent hafızasındaki yeriyle de korunmayı hak etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere çağrımızdır: Bilimsel veriler ve ortak akıl ışığında, mevcut müze binası korunmalı, yeni müze ise farklı ve uygun bir alanda inşa edilmelidir. Bu yaklaşım hem tarihi yapıyı yaşatacak hem de Antalya’ya çağdaş bir kültürel miras kazandıracaktır.”
Ayrıca müze önünde eylemler devam edecek ve eylem programı şu şekilde:

NELER OLMUŞTU?
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı, Müze Çalışma Grubu’nun çağrısıyla 5 Temmuz’da Antalya Arkeoloji Müzesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı, Müze Çalışma Grubu’nun çağrısıyla 7 Temmuz’da Antalya Arkeoloji Müzesi önünde basın açıklaması gerçekleştirmişti.
Kültürel mirasın korunmasına yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının çabalarına rağmen, ödüllü müze binasının tesciliyle ilgili başvuruyu reddeden Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali için Mimarlar Odası tarafından dava açıldı.
13 Temmuz’da ise Müze Çalışma Grubu tarafından Müze Çalıştayı ve Forumu düzenlendi.
Yurttaşlar 14 Temmuz’da Müze önünde basın açıklaması yaptı
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin önde gelen arkeoloji müzelerinden Antalya Arkeoloji Müzesi’ni 16 Temmuz 2025 tarihinde ziyaretçilere kapatma kararı aldı.
16 Temmuz’da yurttaşlar Müze önündeki eylemlerini sürdürdü
ANTALYA ARKEOLOJİ MÜZESİ HAKKINDA
I. Dünya Savaşı’nın ardından, 1919 yılında İtalyanların Antalya’yı işgali sırasında açıkta bulunan eski eserlerin İtalyan Konsolosluğu’na taşınmak istenmesi üzerine Antalya Lisesi öğretmeni Süleyman Fikri Erten, 15 Ekim 1919’da Antalya Mutasarrıflığına başvurarak kendisini fahri Asar-ı Atika memuru olarak tayin ettirdi. Müze kurma çalışmaları bu tarihte başladı.
İlk olarak Antalya Merkez’deki eski eserler, Tekeli Mehmet Paşa Camii karşısındaki terk edilmiş Bayraktar Baba Türbesi’nde toplanarak geçici bir depo müze oluşturuldu. 1922 yılında bu eserler, mübadele sonrasında boş kalan Panaya Kilisesi’ne (Alâaddin Camii) taşındı ve burada ilk müze binası kuruldu. 1937 yılında müze, Yivli Minare Camii’ne; 1972 yılında ise hâlâ kullanılan modern binaya taşındı.
1988 yılında “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Özel Ödülü”ne layık görüldü. 30 bin metrekarelik bir alana yayılan müzede kapalı sergi salonları, açık hava galerileri, çocuk bölümü, modern sanatlar sergi salonu, konferans salonu, kafeterya ve video gösterim alanı bulunuyor.
Müze koleksiyonu, Alt Paleolitik Çağ’dan Bizans dönemine kadar geniş bir zaman dilimini kapsıyor. Doğa Tarihi ve Prehistorya Koleksiyonu, bölge kazılarından elde edilen eserler, Roma dönemi çömlekleri, Perge kökenli mitolojik heykeller, lahitler, takılar, mozaikler, ikonalar, madeni ve cam eserler koleksiyonun öne çıkan parçaları. Özellikle Perge’de bulunan Roma dönemi heykeltıraşlık eserleri ve müze kurtarma kazılarından elde edilen ünik buluntularla Antalya Müzesi, dünyanın sayılı arkeoloji müzeleri arasında yer alıyor.
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı






