Avukat Tuncay Koç’tan maden yasasına karşı açıklama: “Bu bir yıkım yasasıdır ama toplum henüz farkında değil”

avukat tuncay koç maden kanunu avukat tuncay koç maden kanunu

Zeytinlik alanlar, ormanlar ve meralarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesini, enerji yatırımlarının kolaylaştırılmasını ve ÇED süreçlerinin hızlandırılmasını öngören torba yasa teklifi, yaklaşık 26 saat süren görüşmelerin ardından Meclis Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi. Konuya ilişkin Avukat Tuncay Koç, açıklamalarda bulundu. Koç, “Maden ve enerji lobilerinin istediği olursa, bu   halka, çiftçiye, tarıma, ormana SİT alanlarına vurulan bir darbedir bu” dedi.

Uluslararası ve yerli maden şirketlerine yeni ayrıcalıklar getiren, çevresel denetimleri zayıflatan ve doğal alanları madenciliğe açan torba yasa teklifine yönelik tepkiler artıyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Milletvekili İbrahim Ethem Taş’ın da aralarında bulunan 100’den fazla milletvekilinin imzasıyla hazırlanan ve 21 maddeden oluşan teklif, geçtiğimiz Cuma günü TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

Teklif 19 Haziran Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu’na geldi. Komisyon’a yurttaşların alınmaması üzerine, Komisyon salonu kapısı önünde milletvekilleri arasında arbede yaşandı.

Muhalefetin itirazlarına rağmen “zeytinlik maddesi” komisyonda oy çokluğuyla kabul edildi.

Kanun teklifine ulaşmak için tıklayın.

“ANTALYA’DA ÇOK SAYIDA MADEN RUHSATI VAR”

Yasanın torba yasanın olduğunu vurgulayan Koç, “Bu yasa her şeyden önce bir torba yasa. İçinde Maden kanunu değiştiren hükümler olduğu gibi, Orman kanunu, mera kanunu, Zeytincilik kanunu ve Çevre kanunu gibi çoğu kanunda koruma yönündeki hükümleri ilga ediyor. Orman kanunu ve Anayasa 169. Madde yok sayılarak ormanlarda yetki Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) ne geçiyor. Şirketlerin önündeki son engeller hızla kaldırılıyor. Anadolu coğrafyası için yıkım gibi bir torba yasa bu. Zeytinlikler artık olmayacak ve bu alanlar birkaç yıllık kömür uğruna elden çıkacak. Maden ve enerji lobilerinin istediği olursa, bu   halka, çiftçiye, tarıma, ormana SİT alanlarına vurulan bir darbedir bu” dedi.

Kanunun Antalya’yı da çok etkileyeceğini söyleyen Koç, “Antalya’da çok sayıda maden ruhsatı var. Özellikle ormanlık alanlar tamamen elden çıkacaktır. Yine tarım ve mera alanları da büyük tehdit altındadır.  Antalya yüzölçümü olarak Türkiye’nin en geniş orman alanına sahip kenti. Artık bu doku olmayabilir. Zaten ormanlarımız ekolojik olarak parçalanmaktadır” sözlerini kullandı.

“BU YAPTIKLARI YASA DA EN ÇOK KIRSALDAKİ YOKSUL ÇİFTÇİYİ, KÖYLÜYÜ ETKİLEYECEK”

GES’lerin desteklenmesi gerektiğini ancak kesinlikle tarım, orman ve meralara yapılmaması gerektiğini ifade eden Koç, “Küresel iklim krizi içinde ormanlarımızı gözümüz gibi korumalıyız. Keza en değerleri toprak tarım toprağıdır. Buralar GES yapılamaz. Yine tarım ve hayvancılık krizdeyken bu alanların maden ve enerji şirketlerine tahsis edilmesi kelimenin tam anlamıyla bir ihanettir. GES’ler bu araziler dışında daha uygun yerlere yapılabilir” sözlerini kullandı.

Torba yasanın Meclis’ten geçmemesi gerektiğini vurgulayan Koç, son olarak şunları söyledi:

“Tüm yurdunu seven, toprağını seven insanların bu kanuna  tepki vermesi gerekir. AKP/MHP seçmeni kendi vekillerini arayarak buna karşı çıkmalı. Çevre örgütleri ve meslek örgütleri zaten tepkilerini gösterdiler. AKP/MHP en çok kırsaldan oy alıyor. Bu yaptıkları yasa da en çok kırsaldaki yoksul çiftçiyi, köylüyü etkileyecek. Bu bir yıkım yasasıdır ama toplum henüz farkında değil. “

ZEYTİNLİKLER MADENE AÇILIYOR: YENİ TEKLİF DOĞAL ALANLARI NASIL ETKİLEYECEK?

Meclis gündemindeki yasa teklifinin 11. maddesiyle, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasının önü açılıyor. Düzenlemeye göre, maden yapılacak alanlarda bulunan zeytin ağaçları mümkünse aynı il veya ilçedeki başka bir bölgeye taşınacak. Bu sürecin tüm sorumluluğu ve masrafı ruhsat sahibi şirketlere ait olacak.

Ağaçların taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise, uzman görüşleri doğrultusunda aynı büyüklükte yeni bir zeytinlik sahası kurulması zorunlu hale getiriliyor.

ZEYTİNLİKLER ÜZERİNDEKİ BASKI ARTIYOR

Türkiye’de uzun süredir tartışma konusu olan zeytinliklerin madenciliğe açılması, çevre örgütlerinin tepkisini çekmeye devam ediyor. TEMA Vakfı, bu düzenlemeyle köylülerin geçim kaynaklarının, kültürlerinin ve anılarının yok olacağına dikkat çekiyor.

BBC Türkçe’ye konuşan TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, yalnızca Muğla’nın Menteşe, Yatağan ve Milas ilçelerinde 59 köyün maden projeleri nedeniyle risk altında olduğunu belirtiyor. Tuncaelli, bu köylerin 15’inin kısmen, 10’unun ise tamamen yok edildiğini söylüyor.

YENİ BİR KURUL YETKİLENDİRİLİYOR

Teklifin 2. maddesiyle, Maden Kanunu’na eklenen tanımlar arasında yeni bir karar organı da yer alıyor. Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilecek olan kurul, ilgili bakanlardan oluşacak ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından yönetilecek.

Kritik veya stratejik olarak tanımlanan madenlerin yanı sıra, altın, gümüş, kömür ve bakır gibi 4. grup madenler için, ilgili kurumlar izin vermese bile kurul kararıyla işletme ruhsatı alınabilecek.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, bu düzenlemenin Tarım ve Orman Bakanlığı gibi kurumların koruma ve denetim rollerini devre dışı bırakabileceğini belirtiyor.

STRATEJİK VE KRİTİK MADEN TANIMI GENİŞLETİLİYOR

Teklif ile “stratejik” ve “kritik” maden tanımları da yeniden düzenleniyor. Arz riski yüksek olan ve sanayi üretiminin temel girdileri arasında yer alan madenler kritik, ekonomik refah ve ulusal güvenlik açısından hayati önemde olanlar ise stratejik maden olarak sınıflandırılacak.

Bu madenler için acele kamulaştırma uygulanabilecek. Kararı ise yalnızca oluşturulacak özel kurul verecek.

ORMAN YETKİLERİ MAPEG’E DEVREDİLİYOR

Düzenlemeyle birlikte madencilik yapılacak ormanlık alanların kontrolü Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınıp, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devrediliyor. MAPEG bu alanları ruhsatlandırabilecek.

Ayrıca izin verilen faaliyetlerin sonradan idari kararlarla durdurulmasının önüne geçiliyor. Öte yandan, kültür varlığı tespit edilen alanlarda ruhsat iptal edilebilecek; yatırımcıya ise tazminat ödenecek.

GES PROJELERİ VE ORMANLAR

Yeni düzenleme, orman alanlarını Güneş Enerjisi Santralleri (GES) için de erişilebilir hale getiriyor. TEMA Vakfı, iklim kriziyle mücadele için yenilenebilir enerji yatırımlarının önemli olduğunu kabul ediyor ancak üretim yerinin de çevresel etkiler açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

ÇED SÜRECİ KISALTILIYOR

Torba yasa, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinde önemli değişiklikler getiriyor. Projelerin ruhsat, teşvik ve izin süreçleri için “ÇED olumlu” kararını bekleme zorunluluğu kaldırılıyor. ÇED süreci dört ayla sınırlandırılıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı MAPEG, diğer kurumlardan en geç 3 ay içinde görüş toplayacak. Bu süre içinde yanıt gelmezse, görüş olumlu kabul edilecek.

TEMA ve WWF Türkiye, bu değişikliklerin ÇED süreçlerini zayıflattığı görüşünde. TEMA, üç ayda binlerce sayfalık raporların bilimsel olarak değerlendirilemeyeceğini savunuyor. WWF Türkiye ise istisnaları artırmak yerine mevcut sistemi güçlendirme çağrısı yapıyor.

ELEKTRİK ÜRETİM TESİSLERİNE İMAR AFFI

31 Aralık 2024’ten önce devreye alınmış ancak ruhsatsız elektrik üretim tesisleri, uygunluk belgesiyle yasal statü kazanacak. Bu belge hem yapı ruhsatı hem işletme izni yerine geçecek.

TEMA, bu düzenlemeyi “zımni imar affı” olarak tanımlıyor ve acele kamulaştırma gibi istisnai yetkilerin olağan hale getirilmesinin halkın mülkiyet haklarını ihlal edeceği görüşünde.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda oylanacak. Salt çoğunlukla kabul edilirse, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek.

Daha önce benzer şekilde Meclis Çevre Komisyonu’ndan geçen İklim Kanunu teklifi, Genel Kurul aşamasında geri çekilmişti.